Doğumumuzda anatomik, genetik ve biyolojik özelliklerimizle belirlenen cinsiyetimize ‘biyolojik cinsiyet’ denmektedir. Kişi 2-3 yaşlarındayken ‘ben kızım’ ya da ‘ben erkeğim’ duygusu yani ‘cinsiyet kimliği’ oluşmaya başlar. İnsanların büyük bir kısmının cinsiyet kimliği biyolojik cinsiyetleri ile uyumlu olmasına rağmen bazı kişiler kendilerini biyolojik cinsiyetlerinden başka şekilde tanımlayabilir, hissedebilir. Kişinin cinsiyet kimliği ile biyolojik cinsiyetinin karşıt olduğu bu duruma ‘transseksüalite’ denir. Transseksüel bireyler yaşadıkları bu uyumsuzluğu giderebilmek için tıbbi (hormonal ve cerrahi) müdahaleye ihtiyaç duyarlar.
Kendini doğduğu bedenin cinsiyetine ait hissetmeyen ve tamamen karşı cinsiyetin biyolojik özelliklerine sahip olmak isteyen transseksüeldir. (erkeksi-kadınsı olmak istemekle, erkek-kadın olmak istemek farklı şeylerdir. Yani bir kişi erkeksi ya da kadınsı davranıyorsa ya da öyle olmayı seviyorsa bu kişinin transseksüel olduğunu göstermez.)
Tıp doktorları, bu kuralları ortaya atan doktorun adıyla anılan Benjamin kriterlerine başvurarak transseksüel olup olunmadığı "teşhis "ini koyarlar. Bu kriterler uluslar arası kriterlerdir ve Transseksüalizm şu şekilde ele alınır.
Transseksüalizm (F 64. 0)
3 kriteri vardır.
- Karşı cinsin bir üyesi olarak kabul edilme ve yaşama isteği. Bu genellikle, cerrahi tedavi ve hormon tedavisi ile vücudunu arzu edilen cinse mümkün olduğunca benzetme isteğiyle birliktedir.
- Transseksüel kimlik en azından 2 yıl boyunca ısrarlı bir şekilde görülmüş olmalıdır.
- Bozukluk başka bir mental bozukluğun veya kromozomal sendromun belirtisi değildir.
